25 Eylül 2013 Çarşamba

40'ınıza Gelmeden Yapmanız Gereken 40 Şey





1. 20 yıl sonraki sana mektup yaz!
Şimdi bu yaşlar çok mu uzak? Oysa zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Ona beklentilerini anlat, ne yapmak istediğini, hayallerini... Bunu duvarına as, hatta çerçevelet! En kötü zamanında bu mektuba bak ve kim olduğunu hatırla! Bak bir yıl daha geçti bile... O kadına bir borcun var, unutma!

2. Vücudunu tasarla!
Hala bir dövme yaptırmadın mı? Piercing? Kulağını da mı deldirmedin? Belki piercing fazla iddialı ama küçük bir dövmeye de mi hayır? Onu da tercih etmiyorsun; en azından saçlarını hiç boyatmadığın bir renge boyat... Değişiklik iyidir! Şaşırtıcı... Kışkırtıcı...

3. Konsere git!
Tamam, dünya yıldızları Türkiye'ye geliyor ama o konseri kaçırırsan üzülmeyecek misin? Hem kaç kere gelecek ayağına... Çok istiyorsan o biletler pahalı değil! O
senin hayalin!

4. Kamp kur!
Herkes kamp maceralarını anlatırken sen hala bir kampa bile gitmedin mi? Yıldızların altında vahşi hayvan seslerini duyarak uyumak, gün doğumunu vahşi bir ormanın sessizliğinde izlemek, evet kesinlikle yap bunu! Hele de yanında sevgilin varsa tadı duble çıkar!

5. Sür!
Yok hayatın keyfini sürersin, o başka! Bizim kastettiğimiz bisiklet sür, tekne sür, ATV sür, hatta bulduğun ilk arabayı sür. Korkma, ilk başta herkes motoru stop ettiriyor ya da 1-2 kere bisikletten düşüyor! Nazarlık niyetine...

6. Pasta pişir!
Mutfağa girmek genç yaşlarda herkese biraz eziyet gelir ama o kekler, börekler, pastalar sihirle olmuyor. Anne-babanın, kardeşinin, sevgilinin yüzündeki şaşkınlığı görmekse paha biçilmez!

7. Nutuk at!
Anne-babayla ilk ' çilingir' sofrasını kurup onlara nutuk atmak keyifli olabilir ama bunu bir de okulun önünde dene... Mevzu insan hakları da olur, sigara haftası da... O yaşı geçtin mi? Patronun önünde sunum yapmaya ne dersin? İlk iş görüşmene sunumla git, işe girmen şart değil! Etkilenecekleri ve yıllar sonra bile seni anlatacakları kesin!

8. Kaç!
Vizeni al ya da vizesiz bir ülke seç, en ucuz uçak biletini bul, sabah git akşam gel! "Paris'e bir öğle yemeğine gittim" diye hava atmanın tadından yenmez.

9. Organize et!
Evde büyük bir monopoli partisi, hayvan barınaklarına arkadaşlarla çıkarma, 30 kişilik yurt dışı turu ... O senin artık becerine, isteğine, hevesine kalmış.

10. Politize ol!
İleride başbakan olmak istiyorsan, şimdiden gençlik kollarına gir. Hemen hemen...

11. Kılık değiştir!
Bir Lady Gaga ol, bir Marilyn Monroe ol, kesmediyse Hobbit kılığına gir. Bu işi de ciddiye al! Mesela bir filmde oynayacaksın, senden fotoğraflarını istemişler gibi... Facebook'a fotoğrafları koyar, bütün like'ları toplarsın!

12. Blind date!
Çaba harcamana gerek yok, nasılsa bir gün, bir yerde başına gelecek!

13. Gündoğumunu izle!
İtiraf et, hiç erkenden kalkıp, bir yere gidip gündoğumunu izlemedin değil mi? Güneşin nereden doğduğunu bile bilmiyorsun... Ayıp yani! Tek başına gitmeye cesaretin yoksa bir kurban seç kendine ama dikkat et de çenesi sıkı biri olsun, sonra seni 'romantik' diye afişe etmesin.

14. Figüran ol!
Bir reklam ajansına kayıt yaptırıp hiç değilse bir reklam filminde oyna! Hatta bunu arkadaşlarınla beraber yap, çok eğlenceli!

15. Ata bin!
Çocukken seni bir midilliye bindirmedilerse, nispet yapıp bir İngiliz atına binmeyi dene!

16. Sanat eseri yarat!
Belki senden iyi bir graffiti sanatçısı, bir basgitarist ya da Quentin Tarantino çıkacak. En yatkın olduğun alanda bir sanat eseri yarat!

17. Koleksiyon yap!
Denizkabukları, ağaç yaprakları, tiyatro bileti koleksiyonu olabilir ya da ne seviyorsan! İleride seni zengin bile edebilir bu iş.

18. Kendi kolyeni tasarla!
Çok zevkli...

19. Kumar oyna!
Las Vegas'a gitmeye gerek yok, Kıbrıs da meşhur! Aslında kumarhanelerde yemek bedava, harcadığın para yemeğin bedelini aşmasın, kural bu!

20. Gökyüzünü keşfet!
Dünyaya yaklaşan bir kuyruklu yıldızı, güneş tutulmasını ya da meteor yağmurunu izle! Rasathane veya gözlemevine git, bambaşka bir dünyayla tanış...

21. Avrupa turuna çık!
Para biriktirip bir yazını Avrupa'yı gezerek geçir! En iyisi bunu gençken ve düşük bütçeyle sırt çantası ile yapmak! İleride hayıflanmak garanti çünkü...

22. Gönüllü ol!
Nesli tükenen hayvanları kurtarmak, evsizlere yardım etmek, çocuklara bilgisayar öğretmek... Ne olursa... Emin ol, sen onlardan çok şey öğreneceksin bu süreçte...

23. Para kazan!
Mesleğiniz dışındaki başka işlerden para kazanmak gibisi yok. Gitar çalarak, çeviri yaparak ya da uzun saçlarını satarak! Ekstra paralarla kendine alacağın hediyeyi emin ol, hep
yanında taşıyacaksın, uğurun olmaya aday yani...

24. Çılgınlık yap!
Yaptığın en çılgın şey neydi? Peki yapabileceğin en çılgın şey?

25. Maça git!
Basketbol, voleybol, futbol, at yarışı ya da ralliyi yakından izle... Takımlarda yakışıklılar varsa çift bonus! Belki yeni sevgili yaparsın.

26. Dekore et!
Anne-baba evinde kendi evinin hayalini kuruyordun hani... Zamanı geldi!

27. Çocuk yap!
O kadar şirin oluyorlar ki, başbakanın 'üç tane'sine karşı, 'üçte yetmez beş tane' dedirtir bu yaramazlar! Avrupalı anneler bebeklerini sırtına alıp Himalayalara
tırmanmaya gidebiliyorsa, bizim de hayatımız çocukla bitmez, hatta yepyeni bir hayat başlar onunla...

28. Çıplak dene!
Çıplak uyumayı, evde çıplak dans etmeyi, kimse görmüyorsa denizde çıplak yüzmeyi dene...

29. Kendi hediyeni yap!
En özel hediye el yapımı olan. 'Birisine' kendi elinle bir hediye hazırla... Bir anı defteri, örgü atkı-şapka ya da kendi çektiğin bir fotoğraf... Tabii paspartu ve çerçevesini de kendi elinle hazırlamak kaydıyla!

30. Çığlık at!
Bir dağ başında, yalnızken, arabada giderken avazın çıktığı kadar bağır, ne istiyorsan söyle... Evren bir şey versin diye değil, içinden geldiği için...

31. İşi kır!
O gün canın işe gitmek istemiyorsa sevgilini de kandır, iş günü beraber kaçın.

32. Başka bir dili keşfet!
Korece, Fince, Rusça... Bir dili flört edecek kadar öğren ve çevrendekileri şaşırt!

33. Garip tatil!
Unutamayacağın orijinallikte bir tatil tasarla, mesela karavanla Karadeniz gezisi, bir yoga kampında bir hafta, bir dağ evinde av partisi ya da çok lüks bir otelde hafta sonu...

34. Ruh çağır!
İnanıyorsan korkma, inanmıyorsan denemekten zarar gelmez... Metafizik her şeye dal, filmler izle, başka bir boyuta git ama sonra gel!

35. Kendi sebzeni yetiştir!
Domates, biber, salatalık! Başlamak için ideal... Fen ödevindeki fasulyeyi yiyemedik, bari bunların tadına bakalım.

36. Dans et!
Oryantal, direk dansı ya da Beyoncé stili... Ama hakikaten görenin dudağı uçuklasın, hatta yıllarca bu konuşulsun.

37. Girişimci ol!
Kendi işini kurmak gibisi yok ama iyi araştır, ölç, biç, tart! Yeteneklerini göz önünde bulundur. Belki de geleceğin Steve Jobs'u sen olacaksın.

38. Sahip ol!
Ailen hep yanında olsa bile kendi evini satın al, küçük olsun, senin olsun! Ondan kıymetlisi olmaz.

39. Hayat arkadaşını seç!
Evlenmek zorunda değilsin, bu kedin de olabilir, kardeşin de, ev arkadaşın da... Ama birinin evde seni beklemesi güzel şey.

40. Evlen!
Tamam, tamam, evlenmeden olmaz değil mi? En azından bir kere dene... Ruh eşini bulduysan senden şanslısı yok hayatta.




30 Yaşına Gelmeden Okunması Gereken 30 Kitap

Bir internet sitesi,30 yaşına gelmeden okunması gereken 30 kitabı seçti. Kitap listesi bu şekilde:

1- Bin Dokuz Yüz Seksen Dört - George Orwell

2- Otomatik Portakal - Anthony Burgess

3- Yüzüklerin Efendisi - J.R.R. Tolkien

4- Bülbülü Öldürmek - Harper Lee

5- Çanlar Kimin İçin Çalıyor - Ernest Hemingway

6- Savaş ve Barış - Lev Tolstoy

7- İnsan Hakları - Thomas Paine Paine

8- Toplum Sözleşmesi- Jean Jacques Rousseau

9- Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez

10- Türlerin Kökeni- Charles Darwin

11- Siddhartha- Hermann Hesse

12- Kıvılcım Anı - Malcolm Gladwel

13- Söğüt Ağaçlarındaki Rüzgar - Kenneth Graham

14- Savaş Sanatı - Sun-Tzu

15- David Copperfield - Charles Dickens

16- Four Quartets - T.S. Eliot

17- Madde 22 - Joseph Heller

18- Muhteşem Gatsby - F.Scott Fitzgerald

19- Çavdar Tarlasında Çocuklar - J.D. Salinger

20- Suç ve Ceza - Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

21- Prens - Niccolo Machiavelli

22-Doğal Yaşam ve Başkaldırı - Henry David Thoreau

23- Devlet - Platon

24- Lolita - Vladimir Nabokov

25-İş Bitirici - David Allen

26-Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı - Dale Carneige

27- Sineklerin Tanrısı - William Golding

28-Gazap Üzümleri - John Steinbeck

29- Usta ile Margarita - Mihail Bulgakov

30- The Winston of Desert - Thomas Merton



24 Eylül 2013 Salı

Dexter Finale: Now It's Over


Now the adventure is over. All we have is this video for all Dexter fans.. Harry is right we all gonna miss Dexter A LOT!





65. Emmy Ödülleri Kazananları



En İyi Drama Dizisi
Breaking Bad – Kazandı
Downton Abbey
Game of Thrones
House of Cards
Homeland
Mad Men

En İyi Komedi Dizisi
30 Rock
The Big Bang
Girls
Louie
Modern Family - Kazandı
Veep

En İyi Mini Dizi ya da TV Filmi
American Horror Story
Behind the Candelabra – Kazandı
The Bible
Phil Spector
Political Animals
Top of the Lake

En İyi Reality Şov ya da Yarışma
The Amazing Race
Dancing With the Stars
Project Runway
So You Think You Can Dance
Top Chef
The Voice – Kazandı

En İyi Şov Programı
The Colbert Report – Kazandı
The Daily Show
Late Night With Jimmy Fallon
Jimmy Kimmel Live
Saturday Night Live
Real Time With Bill Maher

Drama Dizilerinde En İyi Erkek Oyuncu
Hugh Bonneville, Downton Abbey
Bryan Cranston, Breaking Bad
Jeff Daniels, The Newsroom - Kazandı
Jon Hamm, Mad Men
Kevin Spacey, House of Cards
Damian Lewis, Homeland

Drama Dizilerinde En İyi Kadın Oyuncu
Connie Britton, Nashville
Claire Danes, Homeland – Kazandı
Elisabeth Moss, Mad Men
Michelle Dockery, Downton Abbey
Vera Farmiga, Bates Motel
Kerry Washington, Scandal
Robin Wright, House of Cards

Mini Dizi veya TV Filmlerindeki En İyi Erkek Oyuncu
Benedict Cumberbatch, Parade’s End
Michael Douglas, Behind The Candelabra – Kazandı
Matt Damon, Behind The Candelabra
Toby Jones, The Girl
Al Pacino, Phil Spector

Mini Dizi veya TV Filmlerindeki En İyi Kadın Oyuncu
Jessica Lange, American Horror Story: Asylum
Laura Linney, The Big C: Hereafter – Kazandı
Helen Mirren, Phil Spector
Elisabeth Moss, Top of the Lake
Sigourney Weaver, Political Animals

Komedi Dizilerinde En İyi Erkek Oyuncu
Alec Baldwin, 30 Rock
Jason Bateman, Arrested Development
Louis C.K., Louie
Don Cheadle, House of Lies
Matt LeBlanc, Episodes
Jim Parsons, The Big Bang Theory – Kazandı

Komedi Dizilerinde En İyi Kadın Oyuncu
Laura Dern, Enlightened
Lena Dunham, Girls
Edie Falco, Nurse Jackie
Tina Fey, 30 Rock
Julia Louis-Dreyfus, Veep - Kazandı
Amy Poehler, Parks and Recreation

Drama Dizilerindeki En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Bobby Cannavale, Boardwalk Empire – Kazandı
Jonathan Banks, Breaking Bad
Aaron Paul, Breaking Bad
Jim Carter, Downton Abbey
Peter Dinklage, Game Of Thrones
Mandy Patinkin, Homeland


Drama Dizilerindeki En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Anna Gunn, Breaking Bad – Kazandı
Maggie Smith, Downton Abbey
Emilia Clarke, Game Of Thrones
Christine Baranski, The Good Wife
Morena Baccarin, Homeland
Christina Hendricks, Mad Men


Komedi Dizilerindeki En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Adam Driver, Girls
Jesse Tyler Ferguson, Modern Family
Ed O’Neill, Modern Family
Ty Burrell, Modern Family
Bill Hader, Saturday Night Live
Tony Hale, Veep – Kazandı

Komedi Dizilerindeki En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Mayim Bialik, The Big Bang Theory
Jane Lynch, Glee
Julie Bowen, Modern Family
Merritt Wever, Nurse Jackie – Kazandı
Sofia Vergara, Modern Family
Jane Krakowski, 30 Rock
Anna Chlumsky, Veep


Mini Dizi veya TV Filmlerindeki En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
James Cromwell, American Horror Story: Asylum – Kazandı
Zachary Quinto, American Horror Story: Asylum
Scott Bakula, Behind The Candelabra
John Benjamin, The Big C: Hereafter
Peter Mullan, Top Of The Lake


Mini Dizi veya TV Filmlerindeki En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Sarah Paulson, American Horror Story: Asylum
Imelda Staunton, The Girl
Ellen Burstyn, Political Animals – Kazandı
Charlotte Rampling, Restless
Alfre Woodard, Steel Magnolias

En İyi Reality Şov veya Yarışma Programı Sunucusu
Ryan Seacrest, American Idol
Betty White, Betty White’s Off Their Rockers
Tom Bergeron, Dancing With The Stars
Heidi Klum and Tim Gunn, Project Runway – Kazandı
Cat Deeley, So You Think You Can Dance
Anthony Bourdain, The Taste

En İyi Drama Dizisi Senaristi

George Mastras, Breaking Bad • Dead Freight
Thomas Schnauz, Breaking Bad • Say My Name
Julian Fellowes, Downton Abbey • Episode 4
D.B. Weiss and David Benioff, Game Of Thrones • The Rains Of Castamere
Henry Bromell, Homeland • Q&A – Kazandı

En İyi Drama Dizisi Yönetmeni
Tim Van Patten, Boardwalk Empire • Margate Sands
Michelle MacLaren, Breaking Bad • Gliding Over All
Jeremy Webb, Downton Abbey • Episode 4
Lesli Linka Glatter, Homeland • Q&A
David Fincher, House Of Cards – Kazandı

En İyi Komedi Dizisi Senaristi
Jeffrey Klarik and David Crane, Episodes • Episode 209
Louis C.K and Pamela Adlon, Louie • Daddy’s Girlfriend (Part 1)
Greg Daniels, The Office • Finale
Robert Carlock and Jack Burditt, 30 Rock • Hogcock!
Tina Fey and Tracey Wigfield, 30 Rock • Last Lunch – Kazandı

En İyi Komedi Dizisi Yönetmeni

Lena Dunham, Girls • On All Fours
Paris Barclay, Glee • Diva
Louis C.K., Louie • New Year’s Eve
Gail Mancuso, Modern Family • Arrested – Kazandı
Beth McCarthy-Miller, 30 Rock • Hogcock! / Last Lunch

En İyi Mini Dizi yada TV Filmi Senaristi
Richard LaGravenese Behind The Candelabra
Abi Morgan, The Hour – Kazandı
Tom Stoppard, Parade’s End
David Mamet, Phil Spector
Gerard Lee and Jane Campion, Top Of The Lake


En İyi Mini Dizi yada TV Filmi Yönetmeni
Steven Soderbergh, Behind The Candelabra – Kazandı
Julian Jarrold, The Girl
David Mamet, Phil Spector
Allison Anders, Ring Of Fire
Garth Davis and Jane Campion, Top Of The Lake • Part 5

En Şov Programı Senaristi
The Colbert Report - Kazandı
The Daily Show with Jon Stewart
Jimmy Kimmel Live!
Portlandia
Real Time with Bill Maher
Saturday Night Live

En Şov Programı Yönetmeni

Saturday Night Live, Don Roy King – Kazandı
The Colbert Report, James Hoskinson
The Daily Show with Jon Stewart, Chuck O’Neil
Jimmy Kimmel Live!, Andy Fisher
Late Show with David Letterman, Jerry Foley
Portlandia, Jonathan Krisel

En İyi Kareografi
Derek Hough – Dancing with the Stars – Kazandı
Derek Hough & Allison Holker – Dancing with the Stars
Warren Carlyle – Rodgers & Hammerstein’s Carousel
Sonya Tayeh – So You Think You Can Dance
Mandy Moore – So You Think You Can Dance
Napolean & Tabitha D’umo – So You Think You Can Dance
Travis Wall – So You Think You Can Dance

Dukan Diyeti Tatlıları


LİMONLU CHEESECAKE





Dukan diyeti atak, seyir, güçlendirme ve koruma evreleri için yapabileceğiniz lezzetli bir tatlı tarifi.

Süre: 60 dakika
Servis: 2 kişi

Malzemeler
KRAFT’ın Philadelphia krem peyniri 2-3 yemek kaşığı kadar
5 adet yumurta
4-5 kaşık light yoğurt
2 çay kaşığı limon suyu
150-200 gram tatlandırıcı
1 çay kaşığı vanilya aroması
1 damla sarı gıda boyası

Hazırlanışı
Fırınınızı 175 dereceye ayarlayın ve fırın tepsisine kup kek kağıtlarını dizin. Krem peyniri ve tatlandırıcının yarısını karıştırın. Ardından bütün yumurtaları kırın ve vanilya aroması ile birlikte ekleyin. Hazırladığınız karışımı kup kek kağıtlarının 4′te 3′ünü dolduracak şekilde doldurun.

Daha önceden ısıttığınız fırında 30 dakika kadar pişirin. Pişirdikten sonra üzerine süreceğimiz kısım için light yoğurt, limon suyu, gıda boyası ve tatlandırının geri kalanını kıvama gelene kadar karıştırın ve kup keklerin üzerine sürün. Bu işlemi de yaptıktan sonra kup kekleri 5-6 dakika kadar tekrar ısıtın ve tamamen soğuduktan sonra servis edin.

Afiyet olsun.




ÇİKOTOP







Çikotop olarak isimlendirdiğimiz, çok lezzetli bir tarifi sizinle paylaşıyorum. İsterseniz kendiniz için, isterseniz de arkadaşlarınıza sunmak için yapabilirsiniz.

Malzemeler:
4 çay kaşığı, yağsız toz kakao
1 yemek kaşığı light yoğurt
5 yemek kaşığı yağsız süt tozu
2 yumurtanın sarısı
3 çay kaşığı yapay tatlandırıcı

Çukur bir kapta, toz kakao, light yoğurt ve yumurtanın sarılarını karıştırın. Daha sonra üzerine süt tozunu ve yapay tatlandırıcıyı ekleyin. Kıvamı tutturmak için yağsız süt ilave edebilirsiniz. Malzemeleri iyice yoğurduktan sonra yuvarlayıp buzluğa koyun. 30 dakika beklettikten sonra servis yapabilirsiniz. İsterseniz buzdolabından çıkarttıktan sonra üzerlerine tekrar toz kakao dökebilirsiniz.





ÇİKOLATALI DONDURMA






Dukan Diyeti yapanlar için tamamen diyete uygun “Dukan Diyeti Dondurma tarifi” ile kolay bir şekilde kendinize dondurma yapabilirsiniz. Atak, seyir ve güçlendirme evreleri içindir. Ayrıca seyir ve güçlendirme evrelerinde iseniz Dukan Çikolatası ekleyebilirsiniz. (Dukanella)

Yapılışı:
1 litre light sütten 1 su bardağı kadar ayırıp gerisini kaynatın. Ayırdığınız 1 bardak light sütün içine; Süttozu, salep ve nişasta tamamen homojen bir karışım elde edene kadar karıştırın. Bu karışımı, kaynayan sütün içine yavaş yavaş ekleyin ve karıştırarak pişirmeye devam edin. 15-20 dakika kadar pişirdikten sonra içine; tatlandırıcı (splenda) ve çikolata aromasını ilave edin. Tencereyi ocaktan aldıktan sonra mikser ile soğuyana kadar karıştırın.


Karışım oda sıcaklığına geldikten sonra bir kaba dökerek buzluğa koyun. Dondurmanın tamamen pürüzsüz bir hale gelmesi için 45 dakika da bir çırpmanız gerekmekte. Dondurmamız kıvamına geldikten sonra, tahta kaşıkla (kaşık hareket edemeyecek kıvama gelene kadar) karıştırmaya devam edin. Eğer pürüzsüz olup olmaması önemli değil ise karışımı direk kaplara bölerek, buzluğa atabilirsiniz. Bu tariften ortalama 1 kg kadar dondurma çıkmakta.

Afiyet olsun.



Kaynak: http://www.dukandiyeti.co/kategori/yemek-tarifleri/atak-evresi-yemek-tarifleri/tatlilar/

Ipad Mini Mi Ipad 4.Nesil Mi Almalı?




     Ipad teknolojisinin hayatımıza girmesinden sonra, birçoğumuz evde ve işyerimizde dizüstü bilgisayarlarımızı elimizden bırakmıştık. iPad Mini'nin de gelmesi ile birlikte kafalarımız iyice karışmış oldu. Acaba iPad 4 mü almalı yoksa fiyat bakımından daha avantajlı bir iPad Mini bizim tüm ihtiyaçlarımızı giderir mi?

      Steve Jobs'un vefatının ardından kimse Apple'dan böyle bir atılım beklemiyordu, fakat önce iPhone 5 daha sonra iPad Mini ile piyasadaki yerini sağlamlaştırmaya devam etti. iPad Mini'de ekran boyutu 7,9 inç'e düşse de , fiyat da tahmin edilir bir düşüş yaşanmadı. Bu da akıllarda hangisini seçmek gerektiği sorusunu doğurdu. Sizin için özellikleri bakımından iPad 4 ve iPad Mini'yi karşılaştırdık.


iPad 4 Artıları

128 GB'a kadar Wifi + Hücresel desteği
9.7 inç retina ekran ile çok daha canlı video ve film izleme imkanı.
İnç başına 264 piksel (ppi) yoğunlukla 2048x1536 çözünürlük ile daha kaliteli görüntü.
Dört çekirdekli grafik kartına sahip, çift çekirdekli işlemci ile daha hızlı işlemler.
Oyunlarda daha iyi çözünürlük ve daha rahat kullanılabilirlik.



















iPad Mini Artıları

200 mm yüksekliği 137 cm eni ile elde daha rahat taşıma imkanı
308 Gr ağırlığı neredeyse iPad 4 ün yarısı kadar.
Daha kullanışlı Facetime kamera imkanı.
Video ve fotoğraf çekimi için daha fazla esneklik ve kullanılabilirlik.
iPhone 5'lerdeki Nano sim kartları kullanabilir.
iPad 4 e göre daha ucuz fiyat.
Çok fazla olmasa da, kullanımda pil ömrü daha uzun.


Fiyat bakımından iPad Mini'ye göre çok pahalı sayılmayacak olan iPad 4'ün Türkiye'de ortalama fiyatı 1150 - 1300 Tl arasındadır.

Her ne kadar boyutu kısalıp kullanımı kolaylaşsa da, fiyat açısından pek bir kolaylık sağlamayan Apple'ın bu ürününü Türkiye'de 750 - 900 TL arasında bulabilirsiniz. 



FATİH HARBİYE



    Günümüzde eski Türk romanlarından çeviri diziler çok popüler..Merak edenlere Fatih Harbiye'nin özeti :))

Romanın başkahramanı Neriman, İstanbul Fatih’te babası Faiz Bey’le birlikte oturmaktadır. Annesi yedi yıl önce ölmüştür. O dönemin konservatuvarı olan Darülelhan’da öğrencidir, alaturka müzik okumaktadır. Şinasi ile yedi yıldır tanışmakta, arkadaşlık yapmaktadır. Şinasi de Fatih’te oturmakta, o da Darülelhan’da okumaktadır. Bir gün Darülelhan’dan birlikte çıkarlar, Neriman Beyazıt’ta oturan bir arkadaşını davetine gideceğini söyleyerek Şinasi’den ayrılır. Şinasi’nin günün bu saatinde yapabileceği bir şey yoktur. Tütüncüden bir ‘cigara’ bir gazete alıp ağır ağır yürümeye başlar. Nereye gideceğini de kestiremeyip Beyazıt’a doğru yürür. Kahvelerin oraya doğru yönelirken birden Neriman’ı tramvay bekleme yerinde görür. Onun tramvay bekleyip beklemediğini anlamaz. Ama Fatih-Harbiye tramvayı gelip herkesten önce atlamayı başarınca anlar. Arkasından koşmak ister, yapamaz, gerilir, birdenbire büyük bir şaşkınlık yaşar. Okul arkadaşlarının kahveden seslenişlerini duyup gider. Bir kahve söyler, sigara üstüne sigara içer. Kendi kendine ‘ne yapmak lazım’ diye sormaya, bu arada daha önceden normal görünen olayları düşünmeye, onlara yeni anlamlar yüklemeye çalışır. Bu gözden geçirdiği olaylar içinde Neriman’ın Darülelhan’a uğramadığı günlerin sıklaşması, evine geç gidişleri, makyajına verdiği önem, Şinasi’yle konuşurken sesine dolan asabi titremeleri anımsar. Demek ki Neriman değişiyor, diye düşünür …

Sonra zihnini bir daha toplayıp ayrıntılara inince, onun dekolte rugan iskarpinleri ve üstünde filizi manto gözlerinin önüne gelir … Yirmi gündür sazını okula getirmiyordur. Sokakta yürürlerken Neriman’ın adım atışları farklıdır. Bir gün okulun kapısında, Neriman bir arkadaşıyla konuşurken Şinasi’nin yaklaştığını görmüş, birdenbire susmuş, ne konuştuklarını söylememiştir …Tüm bunları anımsadıkça Şinasi kendini kötü hisseder.

Eve döner, akşam olmuştur, Neriman’ın evine uğrar, o yoktur, henüz gelmemiştir. Oturup onun gelmesini beklerken Faiz Bey’le sohbet eder. Faiz Bey Mesnevi’yi okumaktadır. Epey bir zaman Neriman gelmeyince, evine döner. Neriman’ı babası Faiz Bey de çok merak eder, o gelinceye kadar uyumaz, bekler. Neriman, gece yansından sonra, yokuşun başında duran bir otomobilden iner. Kapıyı kendi anahtarıyla açıp girer, merdivenin başında babasını başında takkesi, beyaz giysileri içinde görünce ürkek, odasına korku içinde gider…

Neriman Macit’le akşam altıda Löbon’da buluşmuş, Maksim salonunda kokteyle gitmiştir. Macit, Neriman’ı çok çekici bir hayatla tanıştırır. Bu arada Neriman’ı ve arkadaşı Fahriye’yi Perapalas’ta vereceği baloya davet eder. Babasının zaaflarını kullanarak ondan balo için hem izin, hem de para alır.

Neriman’daki bu değişim Şinasi’yi de babası Faiz Bey’i de üzmekte, endişelendirmektedir. Oysa Neriman’a annesi ve babası tam Doğulu eğitim vermişlerdir. Ama Galatasaray’dan sonra öğrenimini Avrupa’da bitiren büyük dayısının etkisiyle Neriman, Batı hayatına karşı bir çekicilik duymaya başlamıştır.

Neriman baloya gitmeden önce dayısının kızlarıyla konuşmak onlardan fikir almak ister. Tramvaya binip onların Şişli’de oturdukları eve gider. Dayızadesi iki kızı da evde bulur. Ancak salonda yaslar giyinmiş ecnebi bir kadın vardır. Yaşlı kadın kısa bir süre sonra gider. Dayızadeleri Neriman için hayatının en büyük hadisesi saydığı balo meselesine hiç önem vermeden bir olay anlatırlar.

Yaşlı bir Rus kadınının çok güzel bir kızı varmış. Bu kız günün birinde gitar çalan bir Rus gence aşık olmuş. Birlikte yaşamaya başlamışlar. Ama bir süre sonra sorunlarla yoksullukla boğuşurken, kızın karşısına çok zengin bir Rum çıkmış. Bu kez onunla beraber olmaya başlamış, Rus gençten ayrılmış. Artık her şeye sahip olabiliyormuş. Ne var ki zamanla bu kızı tatmin etmemiş, mahzunlaşmaya başlamış. Çünkü kız, tahsil görmüş Rum’un etrafını saran insanlar çok sahteymiş, anlamsızmış. Oysa eski sevgilisiyle yaşarken etrafındaki insanlar çok görgülü, samimi insanlarmış. İhtilalden kurtulmuş Beyaz Ruslar … Bunların hepsi fakirmiş, ama hepsi kıymetli insanlarmış. Rus kızı büyük bir hata işlediğini anlamış. Eski sevgilisine gitmiş, kendisinin bir alçak olduğunu söylemiş, affetmesini, kabul etmesini istemiş. Ama genç gitarını çalmayı sürdürmüş, onların seviştikleri zamana ait bir şarkı çalmış. Bunun üzerine kız, arabasına atlayıp eve gelmiş, odasına girmiş. Bir mektup yazarak, revolverle intihar etmiş ..

Neriman’a dayızadelerinin anlattığı olay onu çok sarsar. Hele de az önce burada olan kadın, o kızın annesiydi, demeleri bir anda kendini o kızın yerine, Rus gencini Şinasi’nin yerine koyarak düşünmeye yöneltir. Bu olayla birlikte Neriman değişir, Macit’ten uzaklaşır, babasına ve Fatih’e döner. Şinasi’yle evlenirler.


ÇALIKUŞU



     Hazır bugün Kanal D' de dizisi yeni başlarken kitabı okuyacak vakti olmayanlar ve konuya hakim olmak isteyenler için işte Çalıkuşu' nun özeti. Benim en sevdiğim romanlardan biridir..Umarım siz de seversiniz..

KİTABIN KONUSU:Evleneceğinden önceki gün Feride nişanlısı Kâmran’ın daha önceden kendisini aldattığını öğrenir. Bunun üzerine Feride kaldığı teyzesinin evini terk eder ve Fransız Lisesi’nde aldığı eğitime güvenerek Anadolu’da öğretmenlik yapmaya karar verir. Anadolu’nun çeşitli şehirlerindeöğretmenlik yapar. Bu görevi sırasında Feride Anadolu insanının sorunlarıyla karşı karşıya gelir. Genç ve güzel bir kadın olan Feride gittiği yerlerde rahata eremeyecek sürekli yapılan dedikodular nedeniyle günleri üzüntü içinde geçecektir.KİTABIN ÖZETİ:          Feride hareketli, yaramaz ve aynı zamanda da dışarı hiçbir zaman vurmasa bile duygusal bir kızdır. Üç yaşına kadar Musul’da yaşamış olan Feride buradaki kuraklıktan dolayı ailesi ile birlikte Kerbelâ’ya göçmüştür. İstanbul’a göçmeden önce altı yaşındayken annesini kaybeder. Bundan sonra Feride teyzesinin yanına İstanbul’a gelir. İstanbul’da yeni akrabalarıyla tanışan Feride, burada da yaramazlıklarını sürdürür. Yalnız bir tek Besime Teyzesinin oğlu olan Kâmran’a karşı çekingenliği ve cesaretsizliği vardır. Kâmran ise yaşça Feride’den büyüktü ve çok uslu ve ağırbaşlı biridir. Feride dokuz yaşındayken de büyükannesini kaybetmiştir. Sonra Feride on sene boyunca okuyacağı Sör Mektebi’ne yazılır. Okula başladıktan kısa bir süre sonra da babasını kaybeder. Yaramazlıklarına okulda da devam eden Feride   bu yüzden arkadaşlarından ayrı bir şekilde tek başına oturtulmuştur.          Feride birçok kişinin cesaret edemeyeceği işlerde yapardı. Meselâ her teneffüs okullarındaki ağaca tırmanır ve daldan dala atlardı. İşte bunu gören muallim ona “Bu kız insan değil ÇALIKUŞU”  diye bağırmış ve o günden sonra Feride’nin adı ÇALIKUŞU olarak kalmıştır.          Feride ile Kâmran genelde birbirleriyle kavga ederler. Ama ikisinin esas ilişkisi Feride’nin yine ağacın üstündeyken bir akşam Kâmran ile Neriman adında dul bir kadının konuşmalarını duymalarıyla başlar. Bu günden sonra Kâmran Feride’den  korkmaya başlamıştır ve ona, bu olayı kimseye anlatmaması için, düzenli aralıklarla hediyeler gönderir. Fakat bu hediyeler Feride’yi kızdırıyordur. Bir yaz Feride Tekirdağ’a başka bir teyzesini yanına gider. Teyzesinin kızı Müjgân Feride’nin çok sevdiği, ağırbaşlı ve Feride’ye ailede tek söz geçirebilen kişidir. Feride okulda, arkadaşları kendi sevgililerinden konuşurlarken o da konunun dışında kalmamak için, Kâmran’ı kendi sevgilisi gibi anlatmıştır. Feride bunu Müjgân ablasına anlattığı zaman , Müjgân, Feride’nin Kâmran’ı sevdiğini anlar ve her zaman Feride’nin ağzından Kâmran’la ilgili laf almaya çalışır. Kâmran Müjgân’ın da düşündüğü gibi o yaz Tekirdağ’a gider. Bir gün salıncakta sallanırken Kâmran Feride’ye evlenme teklif eder ve daha sonra nişanlanırlar.          Feride Müjgân ablasının önceden de tahmin ettiği gibi Kâmran’ı çok seviyordur fakat nedense Kâmran’a karşı çok çekingen davranıyordur. Onunla yan yana gelmemeye özen gösteriyor ve doğru düzgün konuşmuyordur. Kısaca Kâmran’dan kaçıyordur.          İstanbul’a döndükten bir süre sonra Kâmran, amcasının teklifini Feride ile birlikte değerlendirir ve en sonunda memuriyetini yapmak için amcasının yanına Avrupa’ya gitmeye karar verir. Bu memuriyet dört sene olmasına rağmen ikisi için de çabuk geçer. Fakat düğüne üç gün kala hiç beklenmedik bir olay olur. Feride bahçede dolaşırken kapının önünde siyah çarşaflı bir kadın görür ve o kadın Feride’ye  Kâmran’ın Avrupa’da başka bir kadını sevdiğini söyler. Yanında Kâmran’ın yazdığı bir mektubu getirir. Bu olayı öğrenen Feride derhal evi terk eder ve kendi hayatını kurmak ve yaşamak için Anadolu’ya gitmeye karar verir.          İstanbul’dan çıkmadan önce Feride annesini dadısı olan Gülmisal Kalfanın evinde kalır. Yaklaşık bir bir buçuk aylık bir beklemeden sonra Bursa’nın merkez rüştiyesinde Coğrafya ve Resim muallimliğine tayin edilir. Fakat Feride Bursa’ya gittiğinde bir başkasının daha aynı göreve atandığını görür. Bir aylık bir beklemeden sonra bu görev Feride’ye çıkartılmıştır. Fakat Feride müdürün ısrarcı teklifleri ve diğer öğretmenin ağlayışları ile hazırlanan bu tuzağa, hayat tecrübesi olmadığı ve kalbinin çok temiz olması nedeniyle düşerek, görevinden istifa edip Bursa’nın yakınında Zeyniler Köyünde muallimliğe geçer. Müdürün Feride’yi kandırmak için öve öve bitiremediği Zeyniler Köyü daha doğru dürüst yolu olmayan hatta okulu bile ahırdan bozma bir yerdir.          Feride önceleri hiç sevmediği o can sıkıcı ve karanlık yeri alıştıkça sevmeye başlıyordur. Bu köyde hemen derse başlamış ve öğrencilerle iyi ilişkiler kurmuştur. Fakat öğrencilerinin arasında Munise adında bir kız onu çok etkilemiştir. Bu kız babası ve ablasıyla kalıyordur. Bu kızı çok sevdiği için onunla diğerlerine oranla daha fazla ilgileniyordur. Bir gün Munise bir kabahat işler ve babası onun üzerine yürüyünce evden kaçar. Karlarla bir gün boğuştuktan sonra Munise Feride’ye sığınmaya karar verir. Feride bu olay üzerine, Munise’nin  babasından da izin alıp onu evlatlık edinir.          Feride her geçen gün bu küçük köye alışmaktadır. Bir gün köye bir müfettiş gelir ve okullarını ziyaret eder. Daha önceden de belirttiğim gibi ahırdan bozma bu okulu müfettiş gördüğünde bu okulda ders yapılamayacağını söyler ve okulu kapatmaya karar verir. Feride’ye ise onu başka bir okula tayin edeceğini söyler. Feride, Maarif Müdürünün yanına gittiğinde müdür ona açıkta yer olmadığını söyler. Ama müdürün odasında eski bir arkadaşını görüp, onunla Fransızca konuşmaya başlayınca bu olay sayesinde Bursa Darülmuallimatında çalışmaya başlar.          Feride bu okulda da çok mutlu olmuş ve yine öğrencilerle çok iyi ilişkiler kurmuştur. Artık Feride çok güzel bir genç kız olmuştur. Bu güzelliği nedeniyle kendisine Bursa’da “ipekböceği” ismini takarlar. Okul çok iyi gidiyordur fakat okulda çok sevdiği ve kendisine çok yakın hissettiği Şeyh Yusuf Efendi, Feride’ye aşık olmuştur. Üstelik bunu Feride’den başka herkes bilmektedir. Bir gün bunu bir arkadaşı Feride’ye söyleyince Feride çok utanır ve artık insan içine çıkamaz olur. Çünkü Şeyh Yusuf hastalanıp ölünce Feride’ye herkes suçluymuş gibi bakar ve Feride buna daha fazla dayanamayarak Çanakkale’ye gider.          Maarif Müdürünün emriyle Çanakkale Rüştiyesi’ne emri çıkan Feride, Munise’yi de alarak Çanakkale’ye yerleşir. Fakat güzelliği burada da herkesin dikkatini çeker ve bu sefer ona “Gülbeşeker” ismini takarlar. O çevrenin en zengin ailesinin kızlarının öğretmenliğini yapan Feride, kızın da isteğiyle konağa davet edilir. Fakat bu davetin sebebi başkadır. Konağın sahibi Nerime Hanımın  amcasının oğlu İhsan, Feride’yi beğenmiştir. Davetin esas sebebi evlenme teklifidir. Fakat Feride bu teklifi herkesi şaşırtacak şekilde reddeder. Bu olaydan kısa bir süre sonra Hafız Kurban Efendi adında evli bir adamdan daha evlenme teklifi alan Feride bu teklifi de reddeder. Tabii Feride artık sokağa çıkamaz olmuştu.          Bir süre sonra da Nazmiye adında bir arkadaşının davetini iyi niyeti nedeniyle kabul eden Feride başına neler geleceğini bilmiyordur. Arkadaşı Feride’ye nişanlısını ve nişanlısının en yakın arkadaşı olan Burhanettin adında birini tanıştırır. Daha sonra yemeğe indiklerinde bütün salon Burhanettin ve Gülbeşeker diye inliyordur. Bu davet aslında Burhanettin Bey ile Feride’nin arasını yapmak için düzenlenmiştir. Bu olaydan sonra Feride artık Çanakkale’de de daha fazla kalamayacağını anlar ve okulun müdiresinin birkaç yakın arkadaşı ile görüşmek için İzmir’e gider.          Fakat burada işler istediği gibi gitmez. En sonunda oranın en zenginlerinden birinin kızlarına Fransızca dersi vermeyi kabul eder. Artık Feride ve Munise köşkte kalıyorlardır. Fakat köşkün sahibinin oğlu Cemil Bey gece Feride’yi merdivenlerde sıkıştırır. O evden ayrılmadan önce Kâmran’ın önceki yaz evlendiği haberini alır. Daha sonra Maarif İdaresine gittiği zaman Kuşadası’nda Türkçe ve resim muallimine ihtiyaç olduğunu öğrenir. Feride bu görevi kabul ettikten sonra, Anadolu yolculuğunda son durağı olan Kuşadası’na hareket eder.          Kuşadası’nda okulu istediği gibi yöneten Feride burada da mutluluğu bulmuştur. Ancak Kuşadası’na gittikten bir ay sonra muharebe başlar ve okul,  kumandanlığın emriyle hastaneye dönüştürülür. Feride, daha önce Zeyniler’de tanıştığı bir doktoru, Hayrullah Bey’i, burada tekrar görünce, onun ısrarı sonucu hastane de hemşirelik yapmaya başlar. Hemşireliğe başladıktan bir ay sonra Feride’nin hastası İhsan Bey olur. İhsan Bey muharebede ağır yaralanmış ve ameliyat edilmiştir. Feride hem İhsan Bey’e acıdığı hem de Kâmran’ı unutmak için, İhsan Bey’e evlenme teklifi etmiş fakat kendine acındığını anlayan İhsan Bey bu teklifi reddetmiştir.          Muharebe bittikten sonra mektep tekrar kurulur ve Feride “Müdire” olur. Fakat acılar burada da Feride’yi bırakmaz ve Feride Munise’yi toprağa vermenin üzüntüsü ile tam on yedi gün boyunca kendine gelemez. Onun bu durumunu gören ve onu bir kızı gibi seven Hayrullah Bey, Feride’yi iyileşinceye kadar bekler ve onu yanına alır. Bu olaydan sonra Feride artık Hayrullah Bey ile birlikte kalmaya başlar. Fakat Feride’nin Hayrullah Bey’in yanında kalması halk tarafından hoş karşılanmaz ve ikisi hakkında kötü dedikodular çıkar. Bunun üzerine Hayrullah Bey dedikoduları engellemek için Feride ile evlenir.          Feride ise evlenmeyi kabul ederken hayatında ilk ve tek sevdiği Kâmran’dan da ayrılmış oluyordu. Bu durumu anlayan Hayrullah Bey ölmeden önce son isteği olarak Feride’den  İstanbul’a  gitmesini ister ve Feride’ye Kâmran’a iletmesi için bir mektup verir. Bu mektupta Kâmran’a Feride’nin kendisini ne kadar sevdiğini yazar. Ayrıca mektubun içine bu kitabı oluşturan Feride’nin günlüğünü de koyar.          Feride bu son istek üzerine İstanbul’a gittiğinde Kâmran’ı ne kadar sevdiğini bir kez daha anlar. Kâmran’da evlendiği kadını kaybetmiştir. Ayrıca Kâmran evlense bile yalnızca Feride’yi sevmiştir. Kâmran bu günlüğü okuyunca Feride’nin de kendisini sevdiğini anlar. Bunu amcasına anlattığında amcası ve Kâmran, Feride’nin haberi olmadan kadıya giderler ve nikâh kıydırırlar. Böylece Feride bu kadar acıdan sonra haberi olmadan hayatta en çok istediği kişiyle evlenir ve en sonunda mutluluğu bulur.



Kaynak: http://www.xn--edebiyatgretmeni-twb.net/calikusu.htm